Cumartesi, Eylül 19, 2015

Kaybedenler değil, inananlar kulübü

Beklentiler, genellikle büyük hayal kırıklığı yaratır. Adam bunun bilincindeydi ama bilinçli olmak onu uygulamak anlamına gelmez. Adam, her zaman olmayacak durumlara, olmayacak insanlara çok fazla beklenti duymuştu. Büyük hayal kırıklığı yaşamıştı her seferinde. İntihar etmekte bunun gibi bir şeydi. Her şeyin son bulacağını bile bile canına kıymaktı. Kalbi, sokak hayvanları kadar korkaktı. Aynı onların insanlardan gördüğü eziyeti, duygusal olarak yaşamıştı. Sürekli acı çekmişti. Hiçbir zaman şanslı olmamıştı. Hiçbir zaman olaylar ve insanlar istediği gibi olmamıştı. Gözleri güzel değildi, onun gözlerinin içi yaşanmış her pisliğin aynada yansıması gibiydi. İçtiği biranın tadı yoktu. Zevk için değil, alteregosunu ortaya çıkarmak için içiyordu. Köpek gibi sarhoş olup, olmak istediği biri gibi davranıyordu. İçkinin avantajı şuydu. Yaptıklarını hatırlamıyordu. Bu yüzden hiçbir zaman pişman olmuyordu.


İlk paragrafta anlattığım insanın, bu yaşadıklarını öğrenince size iyi bir insan gibi gözüktü. Eğer öyle düşünmediyseniz,  haklısınız. Bir insanın acı çekmesi onu iyi bir insan yapmaz. Ama insanoğlu öyle bir varlık ki acıma duygusu ile yaklaştığı her canlıya iyiymiş gibi davranıyor. Ben de o aldananlardanım. Onun ağzından duyduğum her hikaye beni daha çok kandırdı. Onu iyi hissettirmek için kendimi mutsuz ettim. Onun acı çekmemesi için etrafımdaki gerçek iyilere acı çektirdim. Bu yazı kaybedenler için değil, inananlar için yazıldı. Kaybeden olmak kötü değildir.  Kazanmayı öğrenmek için önce kaybetmek gerekir. Gerçek zorluk, inanan olmaktır. İnancın zedelenmesi geri dönüşü olmayan bir şeydir. Kaybeden çoğu insan bir noktadan sonra kazanan olabilir. Ancak inancın zedelenmesi bir noktadan eskisi gibi olmaz. İnananlar kulübüne hoşgeldiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder