Pazartesi, Mart 20, 2017

İtiraf ediyorum: Bu hayatımdaki gördüğüm en kötü itiraf

Bu bir seni seviyorum mesajı değil. Bir itiraf, bir günah. Günahı kendi vücudumdan atıyorum bunun sebebi de yeterince kirletmediğim yerlerim kaldıysa onların sıhhati. Çünkü sen içimde bir virüs gibisin. Yani aslında sen değilsin, senle yaşananların pişmanlığı. Böyle diyince suçlu ilişkimiz gibi geliyor di mi? Hayır, biliyorum bunu yapan benim. Bir nevi intihar etmek gibi. Güzel giden her şeyi mahvetmek istiyorum, içimde benim mutsuzluğumdan beslenen bir şey var. Genelde o benden baskın geliyor, kırgınlığımı bir silah olarak kullanıyor olabilirim. Haklıydın sen hep, içimde nefret edilesi bir taraf var, sen bunu yüzüme demiyordun ama ben anlıyordum, sonradan anladım aslında, sevgin her zaman nefret edilen tarafıma katlanıyordu, ama derler ya bir taşı sürekli damlayan suyun altında bıraksan taş delinir, haklılar ben senin senin sevgini deldim. Sonra o boşluktan nefretim aktı, sana zarar verince de doğal olarak kendini savundun. Şimdiki aklım olsa demek kadar absürt bir şey yok aslında haklısın bunda da... akıl bana ait,o zamanlarda da aklım vardı ve akıllı davranmalıydım. Şimdi akıllanmanın tek faydası daha fazla acı çekmek. Fayda derken belki ironi yapıyorum bilmem. Kendimi pek bilmiyorum artık, tanıdığım o adam değilim hiç. Paralel evrene inansaydım, seninle evlendiğimiz paralel evrene geçmek için uğraşırdım. Mesela bunu tanıdığım adam düşünmezdi.

 Bu itiraf sana asla ulaşmayacak, biliyorum. Eskiden olsa denize bir şişe atar, içindeki mektubun sana ulaşmasını beklerdim, ordaki ihtimal daha fazla, sosyal medya sağolsun artık var olan insanları yok edebiliyoruz. Sen de beni yok ettin işte, garip cidden, aciz kalmak buymuş. Şimdi siz bunu okurken, ya acaba benden mi bahsediyor derseniz (nolur demeyin sebebi bariz), gerçekten bunu okumayacak birine yazıldı, cidden okumayacak. İmkanı yok, dediğim gibi denize atılan şişenin ihtimali bundan yüksek. 

Aşk artık dillere pelesenk. Bu bir aşk itirafı da değil zaten, bu yazının içinde gram aşk yok, o yüzden tavsiye için pek sallamayın. Dostlukta yok bu yazıda, bu yazıda örnek alınacak hiçbir şey yok. Ciddiyim, bir insanın yaşadığı tecrübeleri okuyup ondan örnek almak kadar saçma bir şey yok, varoluşunuza ihanet etmeyin. Sonsuza kadar acıdan ve pişmanlıktan kaçamazsınız, denemeyin. Nasıl uyuşturucuyu merak ediyorsanız, bunu da merak edin. Bazıları uyuşturucuyu dener ve bir daha kullanmaz. Belki sizde biraz acı çeker, biraz pişman olur ve bir daha bunları yaşatacak şeyleri kullanmazsınız ama cidden örnek almayın. 

Ben ne ara size tavsiye vermeye başladım ya, bu bir acı itiraf yazısı olacaktı halbuki, bu iyiliğimi de unutmayın. Karşılık beklediğim için değil, iyiliklerimi unutup, iyi bir insan olduğumu unutuyorsunuz. İki hatayı üst üste yapıyorsunuz ve sonra suç bende oluyor. Çünkü beyninizin çalışma şekline itiraz ediyorum, alınıyorsunuz. Alınmayın, hepimizin beyin kapasitesi düşük, aklımız olsa birazcık şu dünyayı mükemmel bir yer haline getirirdik. Artık ben de itirafa dönemiyorum, yazmakta istemiyorum. Bunları onun kulağına fısıldamak istiyorum   (olmayacak bir şey daha). Hatta o kızı, rüyalarımdan çıkartıp gerçekleştirmek istiyorum ( gerçekleştirmek derken, gerçek haliyle karşımda olmasını diyorum,  açıklamaya çalıştıkça salaklaşıyor cümle biliyorum). 

Şimdi ne yaptığımı merak ediyor musun? Hiç mi merak etmiyorsun? 
Peki. Söylemem ben de o zaman. Ama cidden çok eğleniyorum. Her şey depresif bitmiş olabilir ama hayat zaten yeterince depresif, üstüne bir de ben eklersem nasıl tahammül edilebilir? Bu yüzden eğleniyorum demiyorum, vücud kendisini eğlendirmeyi biliyor. Doğal bir şey yani, sonsuza kadar acı çekmiyorsun. Bi ara çekiyorsun, geçiyor. Hiç acı çekmeden de bitmiyor, hep acı çekerekte bitmiyor. Bir şeylerin başlaması için bitmesi gerekiyor ( hem klişe hem de paradoks bir cümle).
 O zaman itirafımı şunlarla bitiriyorum: 


Senden sonra, ben...
Biraz kilo verdim, yürüdüm aslında.
Filmler seyrettim arkadaşlarımla.
Onlar hazır. Gerektiği yerde, gerektiği anda.
Verilen sözlerden tutulamayanlar çok olsa da.
Biraz ara verdim hep aynı kalmaya.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder