Pazar, Temmuz 29, 2012

The Nineties

Merhaba arkadaşlar, daha demin kendime ekmek arası bir şeyler hazırlıyordum. O esnada dolapta çeken coca-cola şisesi bana eskiyi hatırlattı. Ben daha çocukken babam albay değildi. O zamanlar bu zaman kadar durumumuz iyi değildi. Babam daha yeni yeni albaylığa geçecekti. Ona hazırlanıyordu. Doksan üç çocuğu olarak anlatmak istediğim en önemli şey. 98 yılında sokak çocukluğuna denk gelmiştim. Benim çocukluk zamanımda ilk olarak daha yeni yeni atari salonları doluşmuştu. O zamanlar sokakta oynanan oyunlar çok değerliydi. Paha biçilemezdi ancak yavaş yavaş yerini devretmişti atari salonlarına. Bir kere şöyle bir şey vardı atari salonu asla ama asla yalnız gidilmezdi. Ya mahallece toplanılır gidilirdi ya da sokakta üç beş çocuk top oynardı. O zamanlar bilgisayarlar da yavaş yavaş çıkmıştı piyasaya. Bizim zamanımıza Fifa 98 damgasını vurmuştu. O zamanlar oyunun kalitesinin aranmadığı zamanlardı. Kalite arttıkça alınan zevk daha da azaldı. 2000'li yıllardı babam bana o zamanlar da bilgisayar almıştı. Şu an için çoplük sayılabilecek bir bilgisayar almıştı. Çok değerliydi benim için. Apartmanımızda bi abi vardı. Biraz durumları bize göre daha iyiydi. Benim bilgisayar aldığımı görünce, hemen geldi tabii ki cd'leri ile birlikte. O zamanlar hep Fifa 98 istiyordum. Onu yüklediği anda çok sevinmiştim. Hemen oynamak istedim ama dedi ki ; '' Az sabret küçük dostum, senin için bir de hediyem var demişti. Şaşırmış ve çok da heyecanlanmıştım. Her neyse yükledi falan filan. Açtı hemen Championship Manager adında bir oyun. Çok garibime gitti, açtık filan. Oynamaya çalışıyorum olmuyor, zaten bütün her yer yazı ile dolu, anlamaya anlamaya abiden gördüklerim kadarıyla oynamaya çalıştım. Ondan sonra zaten artık bağımlısı olmuştum. Lakin yerini Football Managere kaptırmıştı. Her neyse o dönemlerde herkes Galatasaray'ı tutuyordu. Uefa kupasını almış, herkesin idolü olacak futbolcuları vardı. O dönemde ayrıca en çok fifanın müziklerine tav olmuştuk. Mükemmel müzikler hayatımıza girdi. Rock kültürü yavaş yavaş o dönemde oluşuyordu gençlerde. Dr.Alban ve bazı Türk sanatçılar o dönemdeki gençlerin idollerinden yalnızca bir kaç tanesiydi. Sonra yavaş yavaş büyüdük,adam olmaya çalıştık. Üniversiteye hazırlanma, para tasarrufu ve faturalar, kiralar derken hep aklımızın bir köşesinde silinmeyecek hatıralar oluştu. Bunu yazarken şuna eminim ki, bunu okuyan herkes kesinlikle duygulanacaktır, çünkü onlar bu dönemin çocukları ve anıları hiç bir zaman silinmeyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder