Cuma, Ekim 26, 2012

I'm in North Cyprus


Kıbrıs ile olan gözlemlerimi bu yazı da aktarmalıyım diye düşündüm. Zira kafamızdaki Kıbrıs yapısı(sizinki nasıldır bilemem) ile bir gram uygun bir şey bulamadım. Kuzey Kıbrıs diye bahsedersem daha doğru olur. Her ne kadar Avrupa'nın sadece Cyprus diye tabir edip Güneyini kastetmesi gibi biz de Kıbrıs diyince aklımıza direkt Kuzey Kıbrıs'ı getiriyoruz. Biz de az şerefsiz değiliz ama tek farkımız yeri geldiğinde Kıbrıs diyince iki adadan bahsediyor oluşumuzun farkındayız.

Gelelim Kuzey Kıbrıs'ın yararlarına... İlk olarak bu kocaman ''köyü'' neden ülke yaparlar diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Abicim ülke olmuşsunuz azıcık ilgilen bu ne len? Size şunu söyleyeyim yaklaşık 70 km adanın bir ucundan diğer ucu ve burayı gezerseniz göreceğiniz en eksantrik kare nereye bağlandığı belli olmayan tarlalar. Ha bir de Beş Parmak dağı var onunda adını Beş Parmak olarak düşünen insanın aklını karışlayayım. Beşinci parmağı bulacağım diye kendimi heba ettim koskoca(!) Kuzey Kıbrıs'ta. Her neyse gezip görebileceğiniz en iyi yer bence Girne ve Lefkoşa. Girne'de casinolar var. Gerçekten bu casinolar zaman geçirebileceğiniz nadir yerlerden birisi. Büyük marketlerde poker seti satılıyor. Setinizi alıp evinizde, yazlığınızda, arkadaşlarınızla poker keyfi yapabilirsiniz. Casinolar genel olarak birbirine benzer yapılar. Otellerin için de oluyor yahut ya da sadece gece klubünün kendi casinosu gibi. Casinolara girdim, gerçekten yerin altında ve bi an kendimi mini Las Vegas'da hissettim. İnanılmaz bir keyifti. Oyuna katılmak istedim kendi kendime ama baktım hepsi hali vakti yerinde, cingöz, gözleri fıldır fıldır dönen para babası adamlar. Gözüm kesmedi ve zaten çokta zengin bir adam değilim. Casino'da içtiğim martini - bu arada ilk defa martini içişim- beni inanılmaz etkiledi. Martini'den mi yoksa casinonun atmosferinden mi bilemeyeceğim dostlar. Ayrıca Girne'de İzmir özentisi kordon var. Kordon 3 mt genişliğinde, uzunluğu bilemedim çünkü bir andan sonra orada gezmek istemedim. Gerçekten bayıcı atmosferi ve heyecansız dalgalarıyla sadece ürküten denizi bizi etkileyemedi. Kıbrıs halkının genel olarak insanlarla sorunları olduğu kanaatindeyim. İnsanlar tuhaf, en az konuşmayla en çok iletişim kurmaya çalıştığınız bir yer. Birkaç kez gerçekten Kıbrıslıları konuşturmak için baya çok alın teri döktüm. Kuzey Kıbrıs ile ilgili genel düşüncem ülke olması gerektiğine karar verilmesi bence fazlaca iyimser olarak alınmış bir karar. Ülke olmayı hakediyor mu derseniz? Hayır, diyemem. Bir çok Afrika ülkesinden daha fazla gelişmiş olması ya da San Marino veya Malta gibi düşük nüfüslü ülkelerden gelişmiş olması bu kararı almamda etkili lakin sömürge devleti olmuş olmasından mıdır bilemem tarihler Ekim 2012 gösterirken bile hala kendilerini sömürge devleti gibi hissetme huyları var. Özgürlüklerini kendileri almadıklarından sanırım bu şey. İngiliz sömürgeliğinde baya kültürel enformasyona uğramış olması da gözümden kaçmayan şeylerden. Sömürge olmaya baya alışmış olmaları etkili olabilir ama gıda sektöründe özellikle Türkiye'ye bağımlı olmaları. Askeri disiplinin sürekli savaş hali varmış gibi davranması ve halkın psikolojik acizliği Kuzey Kıbrıs'ın güzelliğini baya baya örten negatifliklerden birisi. K. Kıbrıs'ı genel olarak beğendim ama iklimindeki sıkıntılar bana gezme için fazla zaman vermedi. İmkanlarım kısıtlı olmasına rağmen ben gezmeye, görmeye, öğrenmeye çalıştım. Geldiğim günden beri saat akşamüzeri 3 ya da 4 civarında bastıran yağmur bana İngiltere'nin kasvetli havasını anımsatmadı değil. Evlerin çoğu Rumlardan kalma, İngiliz tarzıyla döşenmiş. İngiliz prizler, ocaklar vs vs. Gerçekten ada iklimi katlanılması zor bir iklimmiş. İngiltere ile benzerlik göstermeyen tek artısı, İngiltere'ye göre daha güneyde olması bu da yazları sıcak olmasını ve tatil için imkan bırakması anlamına geliyor. Gelişmeyi önemseyen Kuzey Kıbrıs halkı, turizmin t'sini anlamayan hödük bir ülke. Kuzey Kıbrıs canımız, ciğerimiz faso fiso bunlar. Gerçekten Kuzey Kıbrıs'ta gezip görebileceğiniz tek bir tarihi yer var: Girne Kalesi. Girne Kalesi'ni gezmek için vereceğiniz 35 Euro gerçekten büyük bir kayıp. Uyduruk bir kale için verilen bu paraya çok içim gitti söyleyeyim. Kıbrıs'ta ucuz olan şeyler: benzin ve alkollü içecekler. Gerçekten geldiğim günden beri Türkiye'de içmeye kalkışsam sefaletle burun buraya geleceğim içkilerden, burada baya acısını çıkardım. 


Özet olarak; Kuzey Kıbrıs'a kara kaşı, kara gözü için gelmeyin. Poker oynayıp, içki içeceğim diyorsanız buyrun Kıbrıs sizi bekliyor. Hiç bir vize, pasaport cart curt işlemler ile uğraşmadan sadece T.C Kimliğiniz ile gidebileceğiniz bir yer yalnız sadece 3 ay kalabilme süreniz var. Bunu da dikkate alın. Kuzey Kıbrıs'a geldiğim için pişman değilim ama ikinci gelişim biraz zor olabilir. Hepinize mutlu yaşamlar, güzel tatiller.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder