Pazar, Ocak 27, 2013

Birkaç cümlede hiçbir şey



“Şiirin önemli olduğunu düşünüyorum, yeter ki üzerine çok fazla düşme, yıldızlar ve yapaylıkla doldurma” der Bukowski. Bu cümleyi edebiyatın ve hatta sanatın –bana kalırsa- tüm alanlarına uygulayabiliriz. Şöyle anlatayım:
   Yataktan kalkarken, kendimi adeta yıllarca süren bir savaşın en hararetli anında, kendisini o savaş alanının tam da orta yerinde, kurşunların, bağrışmaların, kanların ve çığlıkların arasında umarsız, umutsuz ve korku dolu gözlerle annesini arayan küçük bir kız çocuğu gibi telaşlı ve hayretler içinde bulmuştum. Başucumdaki sigara paketine uzanırken ellerimin, Antik Yunan’ın o günümüze kalmış eşsiz ve benzersiz yıkıntılarının altında kalmışçasına ağırlaşmış olduğunu fark ettim. O insanın içini ürperten, adeta fırtınalı bir akşamdan kalma sokak kedilerinin çaresizliğini hatırlamamı sağlayacak olan sigara dumanını içime çekerken, kendimi adeta ruhunun zifiri karanlığında var oluş amacını olumlamaya çalışan, kana susamış, yaşlı, yorgun ve çaresiz bir canavar gibi hissettim. Artık yataktan kalkmam gerektiğini düşünmeme rağmen, beynimin ıssız bölgelerinde kendini çürümeye, yaşlanmaya ve yıpranmaya bırakmış olan yaşama arzumun, yeni bir güne daha başlamak istemeyişini kafamın içinde adeta ölmekte olan birinin son çırpınışları gibi bir edayla haykırmasıyla birlikte bir anlığına bu düşüncemden vazgeçmiş olsam da, bu amaçsız ve bir o kadar da incitici arzunun kaynağının aslında ben olmadığımı kendi kendime ispatlamaya çalışırcasına zorlanarak, kendi kendime itaat etmeyi reddederek, beni tekrar hayata döndürecek olan o iksirin yanı başımda olmasını dileyerek, adeta zorlu bir yolculuğun sonuna gelmişçesine kalan o son gücümü toparlayıp, ağır kayıplar vermiş olsa da sonunda savaşı kazanmış bir komutanın, arkasına dönüp kaybettiği askerlere bakarak, kendisinin hala hayatta olmasından utanç duyarcasına onlardan af dileyerek, bayrağını o kuşatılmış topraklara, zafer kazanmışlığın o kahredici gururuna rağmen son kalan gücüyle saplaması gibi aniden ve birden bire ayağa kalkabildim.
   15 saattir uyuyordum. Yataktan kalktığımda her yerim ağrıyordu. Sigara paketine uzanırken kolumun uyuştuğunu hissettim. Yine tüm gece kolumun üstüne yatmıştım. Günün ilk sigarasının ilk dumanını içime çektiğim gibi kakam geldi ama tuvalete gitmedim. Ayağa kalktım.
   Yukarıdaki aynı durumu anlatan iki metin de aslında temel olarak hiçbir şey anlatmıyor. Fakat bana kalırsa ilki, daha da hiçbir şey anlatmıyor.
Söyleyeceklerim bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder